21 Kasım 2021 Pazar

DOĞU EXPRESS

Hangi filmin bestesiyim ey yolcu! Beni nasıl bir fotoğrafa sığdırdın da sen, sensiz tanığıyım alkışlı bihitabın. Gözyaşına boğuldum, burnumun direği sızlıyor. Sebepsiz mi değil mi pek yanıtlamak istemiyorum. Ağrı’ya gitmedim, Ağrı Dağı Eteği’nde matem tutmanın ne olduğunu bilirim. Ve Diyarbakır çağırıyor. Tüm yelkenleri terkederek koşar adım geliyorum (manevi duamla). Iğdır günleri Istanbul’da düzenlenmediğinden katılamadım. Sinirden ağlarken dua etmekten başka gücümün olmayışından.Gözyaşı nasıl saklanırdı biliyorsunuz özlemi ifade eder. Kahramanmaraş’a(mı bağlı?)bu Elbistan ? dağlık arazi,Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ödül vaat ettiği iddasıyla Amerika’dan gelen avcının birisi dağ keçisini ok ile canice katledip fotoğraf paylaşıyor kimse de gıkını çıkartmıyor.( bu haberin amacı ve ne kadarı neyle ilgili nesi doğrudur bilemiyoruz medyada tartışılıyordu) . Paranın uşağı olmuşsunuz. Bakanlıklarda çalışmak vatana hizmet ettiği manasına sayılmıyor. Neyin planındasın? Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı ile hür ve bütün yaşayacaktır.Kirli emellerinizin bedelini neyle ödeşeceğinizin hesabını Allah alır, terbiyemden kelimeleri öteliyorum. Kars vatandaşlarımız bilir, keçiboynuzu toprak mahsülüdür pekmezi bağışıklık kateder, hazmı kolaylaştırır, bitki don vakasında ısıyı dengeler, aç karna tüketilir, glikozdan daha sağlıklıdır.






Hepimiz şahidiz ki; Vilayet-i Şarkıye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kararlarında ‘milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz’ maddesi temel çerçeve alınan resimdir. Çözünürlüğü toprağa zararlı manevi yönü kaybedilmiş, insana huzursuzluk yayan hiçbir siyasi gündem, sanatın dönüşümünü tepkisini ve aşmak olgusunu öteleyemez. Yayıncılık projelerinde görünenlerden biri de fotoğrafın uyuşmazlığı. Üzülüyorum, çünki görmeyenlerin arasında yalnızım. Dahası incelediğimden ağır bir kamera vidyosunun arkasında duran sessizlikdeyim. Mutfakta noksan ürün diyelim ki kabartma tozu, programlarda aranılan püf ise hissetmek anılan isimler önemsizleşiyor. Biz tarih araştırmacıları o sebeple tören başında Mustafa Kemal ATATÜRK ve Silah Arkadaşlarına rahmet dileriz. Edebiyat derslerinde haksızlığa uğratan o aldanmışlara boyun eğmeyen kişileriz. En güzel eserler bağımsız ilgilenilen okumaların sürekliliği neticesinde yazılır.Renkli televizyon çağını da geçtik, internette kurulan tv kanallarının posası dizi senaryolarında açığa çıkıyor. 500T otobüsünden hikaye yazan düşünürleri tebrik etmemiz gerekiyor(kinaye). İzlemedim ama Allah kimseyi bu otobüs yolculuğuna mahkum etmesin.(taşıtlarda sivil vaziyette gezinen kötü sapkınlar def olsun ) Önceki yazılarımda da bahsetmiştim.



‘’Gerek Eusebius’dan gerek Eusebius’un yararlandığı Kilise babalarınından edindiğimiz bilgilere göre, geçici olarak Yeni Ahid Kanon’una giren fakat şu veya bu kesimde tartışma konusu olan kitapları şöyle sıralayabiliriz. Yahudilere mektup Doğu Kilisesi’nde kabul batıda tartışma konusu çünkü Muratari Kanon’da yer almış, başka birçok yazarlarca da şüpheli bulunmuş. James’in mektupları neredeyse bütün yazarlar tarafından eleştirilmiş. (Encylopedia- Britannica-Bible Evangel maddeleri’’ Işık Doğudan Gelir- Cemil Meriç


Eski Türk Tarihi ile ilgili alan çalışanlar ders müfradatlarında Doğu Avrupa Tarihi mutlaka okumuştur. ‘Kavimler Kapısı’ ardında Saka Türkleri vardır. Prof. Dr İlhami Durmuş’un makalesinden edindiğimiz bilgiler doğrultusunda Anov-Androvo-Afanasiyevo kültürlerinin arkeolojik devamlılığını temsil eder. Saka Türkleri’nde kadın ve erkeklerle ilgili tek eşlilik inancı hakimdi. Güneş’e ibadet ediyorlar ve güvenilir kimselerdi. Göğün kutsal sayıldığını sezinliyoruz. Herodot Baba, tarihi sevdirdin valla. Tarihin babalarını ve analarını içtenlikle kucaklıyorum. Allah bağışlasın, isteyen herkese nasip etsin. Pers Tarihi’nde I ve II. Kyros hükümdarları var. Tomris Hatun’a (Ve II.Kyros kötülüğüyle kadının seçtiği ailesini mutluluğunu çaldı elinden ) evlenme vaadiyle toprak genişletme niyeti güddüğü anlaşıldığından, Tomris'in hür iradesiyle reddetmesi ülke coğrafyasının kadın figürü güçlü,amazon ruhlu,ayakları üzerinde duran anaerkil mantığıyla hislerini yansıtmış vatan kahraman sembolüdür. Tarihte bahsedilen (Büyük Kyros) II.Kyros M.Ö. 559-529(530?) yılları tahttadır. I.Kyros ise M.Ö 600-559 yıllarında anılır. Yunan-Pers Savaşları 490’dan beri sürüyor o dönemde ve Zerdüşt inancı nedeniyle Türklerden ayrılırlar. Ataerkil toplum yapısı görülüyor.Türk Dünyası Korkut Ata Film Festivali ‘nde Tomris filmi galada seyirciyle buluştu. Şaman sahneleri de mercek odağındaydı. Hâlâ kadının şifacı elleri, ailesine bağı, sevgiyi temsil etmesi mirasımız. Erkek demek kuvvet yani maddi manevi destek. Öyleyse neden kadının hukuksal güvencesi yok ülkemizde? İyimser biriyim, ümitle bekleyelim, hatta sadece beklemeyelim çaba sarfedelim ama birlikte yaşamanın gayesi birbirini sevenlerle mümkün. Avare avare köpek tasmasından farksız birinin elinden ruhsuzca tutmak! Hayvanlar canlılar ekolojisinde, her yaratılmışın dengesinde sorumluluk parçasıdır. Urganlara sarılarak gömülür eski çağlarda kişinin hayvanları ve eşyaları. Oysa günümüzde PET SHOP çılgınlığı, tıpkı indirim saçmalığındaki hezimet gibi lanse ediliyor.



İbn-i Hazm aşkı şöyle not etmiştir mısrasında,

‘’Öyle bir yüz ki bu yüz ne eksiği ne fazlası var Kuşluk güneşi oğlak burcundayken bir sıcaklık Ayrılık gününden şikayetim yok yeminim olsun O gün, ruhumu cesedimden koparıp ayırsa da’’



Çocuk işçiler gündeme taşınmıyor. Bilgi Üniversitesi zoom programı sabah oturumunda ‘’isot’’ üretiminde gayretle emeğinin sömürüldüğü tartışılan, hayvandan da aşağı koşullarda çalıştırılan onların deyimiyle köleleştirilen okuldan uzaklaştırılmasına neden olan bu gençler hayata nasıl bağlanacak? Biz sanat,kültür ile vaktimizi değerlendirirken , tiktok vidyolarının safsatalarını eleştiririyoruz da neden insan gücü emeğini savunamıyoruz? Toplumdan soyutlanmış dünyada nefes alma hürriyeti elinden alınmış herkesin hakkı var üzerimizde. Türk ekonomisi bahis iddalarıyla şans lotolarıyla kalkınmaz. Sağlık, uyku, gıda, barınma, temizlik ihtiyaçlarından yoksun çocuklar varken ülkemin doğusunda ki bilgiyi direk takip edebildiğim güvenilir alanlar varken bu yazıyı kimin okuyacağına dair kaygılanmadan tek başıma adil kültürlü sosyal yaşamın savunucusuyum.





Günümüz vakitlerinde medyada tartışılan konulardan biri de Mado yöneticisinin ''Çinliyim'' demesi. Eski anılardan(2020) hatırlayalım Misak-ı Milli törenindeydik. Katılımcılar arasında Binali Yıldırım dahi gelmişti. Tarihle ilgili gerçekten efsanevi bir belgesel izleyeceğimiz T. Amire Salonu'ndayken henüz başlayacağı esnada yanıma tuhaf bir bayan oturdu. Türkistanlı olduğunu Çin Konsolosluğu’nda falan tanınıyormuş (uydurmaca çok şey anlattı) Bana ne gösterdi tahmin edin Abdullah Gül’e yazdığı mektubu okuttu.(ki bu mektup neyi temsil ediyor tam anlayamadım) Dedim ki ‘siz bunu cumhurbaşkanına ulaştırdınız mı? ’ O bayan her kimse kendi ismini söylese dahi rahatsız ediciydi, yanıtı şu oldu ‘’o zaman değildi ki herkes konuşuyor susun da okuyun’’ cumhurbaşkanlığında güncel yönetimdeki isimlerden de bahsedince (tüm görsel kayıtlar gelen kişiler çekimlenmiştir diye ümit ediyorum) Ne çok şizofrenik şüpheli belirsiz, terörü önesüren tipler ile karşılaşmışım. Vatanımıza duayı elden bırakmayalım. Türk Tarih Kurumu başkanının Refik Turan idi o zaman. Şecerem Türk, ben Türk doğdum Türk örfünce de nefsani bakımdan şükürdeyim. (Ocak 2020 https://www.haberler.com/misak-i-milli-kabul-edilisinin-100-yilinda-anildi-12862414-haberi)







(eski yazılarımda Edebi Kültür Dergi yayınlarında da katıldığımı söylediğim bir yazım var)



12 Kasım 2021 günü Müzeler Sempozyumu özel canlı yayında instagramda Gaziantep İl Kültür Müdürlüğü instagram aracılığıyla Fıstık Müzesi kurulduğunun kültürel gündemini aktardı ve üretim meşakkatini de vurguladı. Fıstık üretimi Osmanlı Dönemi tüccar ilişkilerinde paketlenmesi vs gibi birçok ihracat gereksinimlerinde Şam’a gönderildiği nedeniyle o isim halk arasında Şam Fıstığı tamlamasıyla yayılmış. Asıl tanımlama (Gaziantep) Antep Fıstığı imiş. İbn- Arabi’nin de dediği üzre; ‘’Hakk, her yüzden görünür’’.
Onat Kutlar ile yazımı sonlandırıyorum. ‘’Çıktığımda hava açıktı ikindi güneşi gibi Nicedir ısıtmayan parlak ayın az değişken dilimleri altında yürürken sordum kendi kendime. Nereye gidiyorsun? Hiçbir yere. Ne zamandır yalnızsın? Bilmem, denize ve ay ışığından yapraklar kesen şiire sormalı bunu. Daha yazılırken bir anıya dönüşen şiirlere. Sordum kendi kendime ne yapılabilir bir çamurdan? Heykel. Acılardan? Aşk. Yoksulluklardan bir devrim bile yapılabilir. Ama hiçbir şey, hiçbir şey yapılamaz ayrılıklardan’’









PAYLAŞTIĞIM FOTOĞRAF İSE SABANCI VAKFI BİRİNCİ SEÇİLEN ESERLER TÖREN- KOKTEYL- SALI GÜNÜ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Türkçe Konuş Almanca Duysunlar-Şehriyeli Çorba/Pirinç Pilavı/Lonely Human

Yazıyı tamamladığımda yayınlayacağım... “Eğitim, insanı etik kılma sanatıdır” — Georg Wilhelm Friedrich Hegel Televizyon zımbırtısını hiçb...