27 Kasım 2023 Pazartesi

İşaretler

“Ben sesimden feragat edebilirim, yeter ki barış tesis edilsin''- Andrea Bocelli



Akaretler'de ''Art Week'' kapsamında senede bir kez düzenlenen süreli sergiyi ziyaret ettim. İzleme fırsatı bulduğum alanda gastronomi rüzgarından nüanslar ve güncel katılımcıların da dokunabileceği interaktif temasıyla da hazırlanan üretimler tarihin içerisinde gündelik yaşamdan izleri gayet usta biçimde hayal edilerek kompozisyon sunulmuş.
Özellikle 'Soğuk Siyah' bölümünde paslanan kapı, merdiven, pencere, ev nerede sorunsalı çerçevesinden parçalardan esinlenerek sergilenen eserlerde halka halka yayılan; doğmak, büyümek, yetişmek evreleri yansıtılmış. Bahçe tarafında reklam maksadıyla İtalyan dondurma markası cup cake tasarımıyla Vero Geleto ikram edildi.
Türkiye İtalya musabakalarını iyileştiren birçok adım dünya barış temeline örnek teşkil etmektedir. Ancak geçmişten Vatikan, Adalar, Kaçak Göçmenler gibi meseleleri de göz ardı etmeden tarih bilincini yaşatmak gerekmektedir.

Gündemdeki Haberler;
https://www.indyturk.com/İtalya'da Kadınlar Güvende Hissetmiyor
۩۞۩ Rönans Ustaları(2012) https://nihanbora.com/sergi/ronesansin-ustalarina-dijitalle-dokunmak-touch-istanbul-temmuz/
۩۞۩ Palinuro Ziyaret Ediliyor https://www.ensonhaber.com/galeri/84-yillik-italyan-gemisi-istanbulda
۩۞۩ Latife Baştuğ hanımın İstanbul Beşiktaş'ta da Sergilenen Emeği
https://sanat-magazin.com/yazarlarimiz/erol-unal/exlibris-bodrum-sergisi-acildi/
۩۞۩ İstanbul Arkeoloji Müzesinde İtalya'dan Esintiler Sergilendi(2018)
https://sanat-magazin.com/yazarlarimiz/nihal/mimmo-jodice-akdeniz-sergisi/

25 Kasım 2023 Cumartesi

100. Yılında Cumhuriyet Tarihi

İstanbul'da kabul edilen başta yurtiçi üniversitelerimiz olmak üzere uluslararası bilime katkı sağlayan seçilmiş değerli 47 akademisyenin tebliğ sunumlarını dinleme imkânı edindiğimiz, hazırlık aşamaları bir yıl öncesinden bildirilen, uzun protokol görüşmeleri ardından kültür şölenimiz halk ile buluşturuldu.

Türkiye Cumhuriyeti alanında belgelenen konular üzerinde durularak güncele ışık tutan özellikle Lozan Antlaşması'nın önemini yeniden konuşma fırsatı bulduk. Bağcılar Belediyesi desteği ile düzenlenen sempozyum İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde başlayarak Bağcılar Belediyesi başkanlık salonunda katılımcılara belgeleri taktim edilerek sonlandırıldı. Ekonomi, maarif, vakıf, spor, politika, ziraat, çocuk hakları gibi perspektifi ilmek ilmek düşünülerek ülkemizin kuruluş tarihinde oluşturulan düzen kıymetlendirilerek Cumhuriyet Tarihimiz vurgulandı.

Medya tanıtım haberleri, broşür kitapçık ve misafir ağırlama olanaklarında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Fakültede ailem olan hayatımı paylaştığım hocalarıma, yol arkadaşlarıma, bizden evvel miras bırakılan kültürü yaşatma çabasına şükrediyorum. Sağlıkla !

Sözde 17

I_
Her zaman ezbere söylemeyi sevdiğim şarkıları dinlerdim ve arkadaşlarla koroda seslendirdiğimiz türküler haricinde modern pop/rap türünde de yorumlarda bulunurdum.(eğlenirdik derslerden arda kalan zamanlarda)Paralel Evren var mı? bilemiyorum, eğer evdeki salonda piano köşesi olsaydı beste yazardım. Beste bir kız adı olabilir mesela. Evin düzeninde oryantalist nüanslar arasında müze konseptli dekor tercih edildiğinden ''tarihi eser kaçakçılığı'' gibi haberlere meraklanacağımın bilincindeydim. Ama ben küçük sahaf dükkanı açacaktım, dünya çapında plakları, eski kitapları korumayı sorumluluk edinecektim. Aruz vezni lise edebiyat dersleri müfredat içerisinden çıkarıldığına üzülmüştüm. Şiirlerle aram iyidi. İleride edebiyat bölümü de okuyabilirdim. Osmanlı Türkçesi öğrenmeye o yaşımda hedefledim. Türkçe dilbilgisi meselesini mesele edinme isteği ile çabalarımı devam ettirdim. Zaten hukuk fakültesinin ösym puanları eşit ağırlık belirlendiğinden baştan seçimlerimde bu alanı eledim. Yükümlülüğü sürdürme gayretine büründüm.
Ancak Ülkü Tv'de öğleden sonra ekrana getirilen suikast programını izlerdim. Bu programda II.Dünya Savaşı Tarihi kapsamında devlet adamlarının uluslararası diplomatik hadiseleri üzerine yayınlanan belgesel arşiv kayıtları paylaşılırdı. Haftasonu gece Tarihin Arka Odası programını izlerdim. Bunun haricinde daha polisiye-dram film/dizi temalarıyla ilgilenmekteydim. Film eleştirmenliği kavramını daha entelektüel zeminden değerlendirdiğim sebebiyle de herhangi bir televizyon ya da görsel aracın insanı maddeleştiren kapitalizm yanlışlığının zararlı olduğu kanaatindeyim.
Tabi nerden baksanız on yedi yaş ergenlik yılları, insan çocukluğunu yaşamalı bazı durumlarda hislerinin gençliği ise yaşla değil heyecanlanma duygusunun niyet arılığından/duruluğundan ileri gelmektedir.
Necla Nazır, Tarık Akan, Gülşen Bubikoğlu, İlyas Salman, Aydan Şener gibi simaların canlandırdığı karakterleri incelerseniz, arayış/sahipsizlik çalkantılı gençlik yıllarını toplumsal yönleriyle halkın sosyolojik anlamda izah edildiğini algılayabilirsiniz. Şansım mahalle kültürünü yitirmeyen ortamlarda eğitime devam edebilmemdedir. İnsan on yedi yaşına, yirmili yaşlarına, ergenliğine, çocukluğuna dikkat etmelidir. Ebeveynler; çocuklarını dinlemediğinde, anlamadığında, fikren ruhani uyuşmazlıkla örselediğinde sünger gibi gençler maalesef kimliksiz halde doğruyu yanlışı ayırt edemez ve her yerde korunmasızdırlar.

ıı_
Dolayısı ile üniversite okumak saf bir arzu bir o kadar da bilgiyi nasıl kullanacağına dair alim/zalim ikilemliğini barındırmaktadır. Tesadüf isabetli oldu ki doğduğum evin mahallesinde açılan bir kahvede part time çalışarak işletmede harçlık kazanmayı deneyimledim. Ben zaten öğrencilik yıllarımda karşılaştığım ''iş yeri sahiplerinin vicdansızlığı'' kavramını travmatik örgüden çekip değiştirmeyi amaçlamıştım. Mc Donalds'ta çalışırken okumayanları zaten görmüştüm. Ama üniversitedeki bazı arkadaşların kafede çalışma isteği beyanı ağızlarında patronluk hevesiyle sarfediliyordu. Haksızlığı sezdiğim görünen ötesini tecrübe edindiğim hayatta gençleri kucaklamak duygusu daha mühim.
Bir ferdde edindirilmesi gereken temel öğeler bunlardır; sözünde durmak/tutamayacağı sözü aht etmemek, analiz etmek, sorgulamak, taktir etmek, kendisiyle iç huzura barışmak, çalışmak, sevdiği bölümü okumak, hayatı doğru gözlemlemek, hislerden arınmak, istikrarlı davranmak, cesur ve dürüst huylarının her koşulda geçerliliğinden emin olmak halini vazgeçmeden tutarlı yaşamak.
Yıllar geçti. Üsküdar Belediyesi Sahaflar Çarşı yapı restore edildi. Kitap-kahve seminer mekanı üst kat tasarlanılarak hem sahaf dükkanları hem kültürel anlamda yerleşik anıların paylaşılmasına ümitlendirilmesi ümit verilmesi çocuk gibi hissettirir. İnsanın ruh dünyasında en yalınlığı en çıplaklığıyla durabilme metanetidir.
Beşiktaş'taki kahvede devam edemeyeceğimi farkedince pazar günü kıyafet, birkaç kozmetik bakım ürünü alırım bahanesiyle gezintiye çıktım. Salı günü de üniversitedeki programa katılmak maksadıyla hazırlanmak istedim. Tam da tüm işlemlerimi hallettiğim ardından sahaflarda toplantı olacağını gördüm.
Ayşe hanımın moderatörlüğünde Türkmenoğlu'ndan sahaflarla alakalı hayati öyküsünü dinlemek kısmet imiş. Bu söze katılıyorum; ''Sahafçılık kız istemeye benzer, seçeceği okuyucuyu bilir, okuyucusu da nazlıdır''. Çiçek ve bal teşbihli deyimle kütüphanecilik resmiyetinden sıyrıştırılan detay ise sohbetimizde dile getirilen kültür bakanlığının kütüphaneciler biriminde sahafları koruma kanun tasarısına yönelik uygulama başlatımadığı, saha tespitiyle bir çatıda güvence sahipliğine henüz adım atılmadığı noksanlığıdır.

4 Kasım 2023 Cumartesi

Yeni Türkiye Dönemi Edebiyatında Moda Akımı : 90'lar




''Trust the time in youre life''




Moda yani Kadıköy muhitinde yetişmek insanın edebi kültürel donanımında önemli yere sahip. Evet keşke İstanbul'un tüm semtlerinde ikamet edenler kültür merkezlerinin aktivitelerine vakit ayırabilseler değil mi?

1990 ve sonrası tabi önceki dönemsel kavgalardan sıyrılmış daha cesur konuşmanın, özgüvenin, süper marketlerde her ürüne rahatça erişmek, chat programlarında takılmak günleridir. İsteyen dilediği kıyafeti giyebilir. Arzu ettiği içeceği yudumlayabilir. Merak ettiği ülkeye gidebilir. Televizyon izlerken sms atarak ilan-ı aşk edebilir. (Telefondan aşk mı itiraf edilir yahu neyse) Normal, sıradan herhangi bir insan olarak diyardan göçüp ömrü tamamlamak ibaretinden sınırlı bir hayatı fazla duygusuz buluyorum. Çünkü okula gitmeden evvelki zamanlarda melodi, okula gittiğim yıllarda şiir,piyes,öykü yazma adımları, üniversite sınavlarına adandığım yıllarda biyografik çalışmalar en nihayetinde film çözümleme ve fotoğraf algısına yönelerek doğal, masum fakat yaratılmışlığı aşarak ezbere zıt bir kimliğimi inşa ettim. Şunu biliyorum en azından duvar değilim. Hislerim marka ikonunda vitrin olmadı. Özgüven noksanlığı ilişkilerde yansımaktadır. Bireysel şekilde topluluklarda yer almak esasında birlikteliği paylaşmaktan ileri gelmektedir. Eğer barışıklık varsa, uysal, dinlemeyi öğrenmek, an keyfinde, manevi desteklemek niyeti temelinde hatıralar kayıt etmek ile varlığı onurlandırmayı sevdiğimizden. Hayat, bunu öğretiyor ne yazık ki değersizleştirilen mekanları, insanları terk ederek uzaklaşmayı bilhassa kurtulmayı öğreniyorsunuz. Peki ya diğer hususta ilkelliği yenmek ne demek? Daha homojen, ruh şeffaflığı ne olacak? Bakınız geçiniz fatura, kira, aidat, benzin falan bırakınız. Üzerinde değinmek istediğim konu ''biz'' olabiliyor muyuz? Şımarıklık ile gerçek betim twitter sayfasında hakaret, öfke, çamur sıçratarak gelişmeyecek. İnstagramda blok spamladığımız kişiler bir zamanlar çok sevdiğimiz ama umduğumuz ideada yetişmeyen kişilerden sıralıdır.

Güvenirliğin temasında büyük şema çizerek derdimi anlatmak istiyorum. Eğitimin ticari aşamalarlarından bugünün meselesi ilgisiz büyükler nedeniyledir. Anlayışını yitirmiş perdelilikle takıntı ayrışmasıyla rekabet yarışına giriyor. Herkese itiraf edeyim branşım yetmiyor. Multidisipliner entelektüel kültürlü olmayı hedeflemiştim. Öğrencilik yıllarımda tiyatro sanatçısı Ali Poyrazoğlu'na sormuştum; iyi yazar nasıl olunur? o da yanıtlamıştı. Yazar demek çok iyi okur demektir, okuman lazım. Bir arkadaş, hesabımın gerçekliğine inanamadı. Odaklanılamadığı fikrindeymiş. Bunun nedenini söyleyeyim, farklı insanlarla ortak muhabbet kurabilmek özelliğim var. Tanımaktan kaçmıyorum. Sosyal bilimlerden mezun fen ilminden de anlayan rüyalarıma gizlenen adil bir sporcuyum. Falınıza bakarım isterseniz. Üç vakte kadar kitap okumaya başlayarak huzuru seçeceksiniz ama yetmeyecek. Gezmeniz de lazım. Keşfetme arzusu ruhu canlandıracak. Enerjinizi doğada kıymetlendirmelisiniz. Kararlılığınız tebrik edilir. Sezgilere kulaç açmalı, okyanus derindir. Bir de doğru kişinin gözlerinde uyumak nasıldır? yaşayalım dostlarımızın ömrüne bereket dileyerek. Yarın pazar gününe ışınlanacağız. Ve nasıl sevdiğimizi zaman yazacak.

Türkçe Konuş Almanca Duysunlar-Şehriyeli Çorba/Pirinç Pilavı/Lonely Human

Yazıyı tamamladığımda yayınlayacağım... “Eğitim, insanı etik kılma sanatıdır” — Georg Wilhelm Friedrich Hegel Televizyon zımbırtısını hiçb...