Ogün Şanlısoy- Bir Yerde Işık Var
İnsanın korkusu birileri tarafından hatırlanmayışıdır. Oysa
ki; bu ehemmiyet noksanlığı hatır bilmek, kadr değerine özenmek duygusunun
yerine doldurulan umursamaz hal, menfaat ilişkilerinde ‘’kırıcılık’’ ile
tanımlanır.
Pazar günü metroya indim. Davetli olduğum arkadaşımın nikahına gidebilmenin, mutlu
hatırasında şahitliğimin heyecanını yaşamaktaydım. Kendi mahallemden taşınmış
ama buradaki komşusu ile irtibatı kesmeyen bir bayan uzun zamandır gelmediği
yere ziyarete gelmiş. Kötü gün dostlarından Allah’ım muhafaza eylesin.
Telefondan cenaze haberini konuştuğu esnada oturduğum bank önünden yürüdüğü
esnada ben gayr-i ihtiyari ‘başınız sağ olsun’ dediğimde ses tonunu ve
mimiklerini gözlemledim. Yani ziyarete geldiği komşusu zor durumdaydı. Teşekkür
de etti ama söylediği cümle şuydu ‘’Yalan dünya, ölüm nerede gelir belli olmaz…’’
nefretini kustu. Yaratıcılığa soyunarak bir başkasına ölüm şekli biçen dil
yaralıyıcılarının şerrinden de Allah korusun ki bu bayanın samimiyetsizliği,
şah damarından uzaklaştığı gönül kırıcı tavrı ağznın duadan yoksunluğu ve insan
varlığına nefreti gözler önüne seriliyordu. Her şeyin herkese en güzelini
sağlığın ve ömrün aydınlığını diliyorum. Kötülük her dinde kötüdür.
Sene başında ufak gibi görünen ama canımı acıtan bir fizik tedavisi
atlatmıştım. Her koşulda yardıma koşan, iki el kanda olsa gidilen örf hislerine
neler oldu ey halkım? Mahalle kültürünün
zamanımızda kaybolduğu çağda yaşlılara merhamet duygusu nereye uçtu? Esnaflar
kibirli, her yer kebapçı, her yer veteriner, her yer kafe, her yer market peki
insanlık nerede? Sorumluluk ,güven, yaşam çizgisi dediğimiz erdemlilik vasfı
sadece okulda anlatılan herhangi bir özellik değildir.
Mevsimler geçerken, insanlığın modası geçmez. Bize
bizmişçesine görünenlerin sahteliğinden sınanılan çağımızda elbette hiçbir şey
gizli kalmaz, her şey açığa çıkar, yüreklerden geçen niyetlerin mutlaka
karşılığı var. Birilerini üzdüğünüzde vicdanınız borçlanır. Halk arasında
adınız ‘vicdansız’ diyerek yayılır. Yüzünüz güne çıkar, mevsimini güze
terkettiğinizin eli boğazınızda hıçkırık misali yapışır. Rüyanız kabusunuz
olur. Görülmez.
Lider ruhlu varlıklar gelişmeye açar zihin penceresini.
Başkalarının mevzularına burnunu maydonoz gibi dahil etmez. Kötülük enerjisiyle
bu dünyada çivi taktığını düşünenlerin de öte alemde yargılanacağını biliyoruz
ancak esas buranın yaşam alanını temizlenmesidir. Arınması, şifalanması, mystic
anlamda inançla sınırlı değil. Gayret edilen bir başkasının mutluluğuna
hasetlenmeden nefesin hakkını emanet olduğu hal. Yaşadığımız dünya kötülükle mi
doldu? O zaman yeni dünyaya taşınıyorum ben hemen, orada büyük bir kütüphanem var, Satürn
manzaralı.
West Side Story (Batı Yakasının Hikayesi) filmini izlemediyseniz
mutlaka öneriyorum. Toplumsal çatışmalarda ‘göç, aile, sevgi, nefret, hane,
sokak, etnik köken kimliği, sanat, dönemin kültürel yaşamı vs’ detaylarıyla
aktarılmıştır. Bukowski’nin de dediği gibi; nefret zaten yayılıyor. Aşk, sevgi,
merhamet, vicdan duygularını abartarak esaslığın öğretilmesine vesile
olalım. Hayvanları zehirleyenlere de
beddua etmek kafi değildir. Kanunen resmi mercilerde hukuk aracılığıyla tedbir
alınmalıdır. Çocukların kaçırılma deneyinde Fransa’da umursanmadığı tespit edilmiş. Biz Türk evladıyız. O zaman herkes kendisinin yüreğini meydana
koysun !
Ne senden az
Aynı macerada
Ayrı biraz
Kalple anlar içim
Ayrı gayrı olmaz
Sen yoksan ben hiçim
Dağın olayım, suyun olayım
Göğün olayım, aç
Yaşamak yeniden tazelenir, yeniden anlamlanır
Işığa uzanırken kardelen kış rüyasından
Ümidin mucizesiyle sevince uyanır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder